Tevrat’ta Kıyam (Ayakta Durmak) … Ayağa kalkıp… Rab’bi yüksek sesle
övdüler. (2. Tarihler, 20:19) … Ayağa kalkıp yüksek sesle Allah’ları
Rab’be yakardılar… “Ayağa kalkın!” dediler, “Başlangıçtan sonsuza kadar
var olan Allah’ınız Rab’be övgüler olsun…” (Nehemya, 9:4-5) … Ayağa
kalktı ve yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi. (1. Samuel, 2:41)
Tevrat’ta Rüku (Dizlere Eğilmek) …Başka ilahlara tapmayacak, önlerinde
eğilmeyecek, onlara kulluk etmeyecek, kurban kesmeyeceksiniz. Yalnızca
ulu gücüyle her yere erişen eliyle sizleri Mısır’dan çıkaran Rab’be
tapınacaksınız. Onun önünde eğilip Ona kurban keseceksiniz. (2. Krallar,
17:35-36) Adam eğilip Rab’be tapındı. (Yaratılış, 24:26) … Sevinçle
övgüler sundular, başlarını eğip tapındılar. (2. Tarihler 29:30) Eğilip
Rab’be tapındım…. Rab’be övgüler sundum. (Yaratılış, 24:48) Gelin,
tapınalım, eğilelim, bizi yaratan Rab’bin önünde diz çökelim.
(Mezmurlar, 95:6) …Eğilip tapındılar. Sonra gidip Rab’bin Musa’yla
Harun’a verdiği buyruğu eksiksiz uyguladılar. (Mısır’dan Çıkış,
12:27-28) Halk inandı; Rab’bin kendileriyle ilgilendiğini, çektikleri
sıkıntıyı görmüş olduğunu duyunca, eğilip tapındılar. (Mısır’dan Çıkış,
4:31) Tevrat’ta Secde (Yere Kapanmak) … Yüzüstü yere kapanarak üç kez
eğildi… (1. Samuel 20:41) Ezra yüce Allah’a, Rab’be övgüler sundu. Bütün
halk ellerini kaldırarak, “Amin! Amin!” diye karşılık verdi. Hep
birlikte eğilip yere kapanarak Rab’be tapındılar. (Nehemya, 8:6) Avram
(İbrahim) yüzüstü yere kapandı… (Yaratılış ,17:3) İbrahim’in uşağı bu
sözleri duyunca, yere kapanarak Rab’be tapındı. (Yaratılış, 24:52) Musa
hemen yere kapanıp tapındı. (Mısır’dan Çıkış, 34:8) Bunu duyan Musa
yüzüstü yere kapandı. (Çölde Sayım, 16:4) Musa’yla Harun yüzüstü yere
kapanarak, “Ey Allah, bütün insan ruhlarının Allah’ı!” dediler… (Çölde
Sayım, 16:22) Musa’yla Harun… yüzüstü yere kapandılar. Rab’bin görkemi
onlara göründü. (Çölde Sayım, 20:6) Allah’ın sözlerini duyan, Herşeye
Gücü Yeten’in tecellilerini gören, yere kapanan, Allah’ın gözlerini
açtığı kişi bildiriyor. (Çölde Sayım, 24:4) … O zaman Yeşu yüzüstü yere
kapanıp Ona tapındı… (Yeşu, 5:14) Halk olanları görünce yüzüstü yere
kapandı. “Rab Allah’tır, Rab Allah’tır!” dediler. (1. Krallar, 18:39) …
Tapınakta onunla birlikte yere kapandığımda, Rab bu kulunu bağışlasın.
(2. Krallar, 5:18) Allah’ın… önünde başlarını eğip yere kapandı. (1.
Tarihler, 29:20) … Avluda yüzüstü yere kapandılar; Rab’be tapınarak Onu
övdüler. (2. Tarihler, 7:3) … Kralla yanındakiler yere kapanıp
tapındılar… Rab’bi övmelerini söylediler. Onlar da sevinçle övgüler
sundular, başlarını eğip tapındılar. (2. Tarihler 29:29-30) … Yere
kapanıp tapındı. Dedi ki, “Bu dünyaya çıplak geldim, çıplak gideceğim.
Rab verdi, Rab aldı, Rab’bin adına övgüler olsun!” (Eyüp, 1:20-21) Bütün
krallar önünde yere kapansın, bütün uluslar Ona kulluk etsin!
(Mezmurlar, 72:11) Rab insana boyunduruk takınca, insan tek başına
oturup susmalı; umudunu kesmeden yere kapanmalı. (Ağıtlar, 3:28-29)
Tevrat’ta Ka’de (Secdeden Sonra Oturuş) Gelin, tapınalım, eğilelim, bizi
yaratan Rab’bin önünde diz çökelim. (Mezmurlar, 95:6) … Her gün üç kez
diz çöküp dua etti, Allah’ına övgüler sundu. (Daniel, 6:10) Akşam sunusu
saati gelince… dizlerim üzerine düşüp ellerimi Allah’ım Rab’be açtım.
(Ezra, 9:5) Süleyman, Rab’be duasını ve yalvarışını bitirince, elleri
göklere açık, dizleri üzerine çökmüş olduğu Rab’bin sunağının önünden
kalktı. (1. Krallar, 8:54) … Diz çöküp ellerini göklere açtı. (2.
Tarihler, 6:13) Tevrat’ta Oruç Oruç tuttuk ve bu konuda Allah’ımıza
yakardık. O da yakarışımızı yanıtladı. (Ezra, 8:23) … Oruç tutup
göklerin Allah’ına dua ettim. (Nehemya, 1:4) … O gün akşama dek oruç
tuttular… (1. Hakimler, 20:26) … O gün oruç tuttular … (1. Samuel, 7:6) …
Çula sarınıp oruç tutmaya başladı. Çul içinde yatıp kalkarak,
alçakgönüllü bir yol tuttu. (1. Krallar 21:27) Aynı ayın yirmi dördüncü
günü… hepsi oruç tutmuş, çul kuşanmış, başına toprak serpmişti.
(Nehemya, 9:1) Sen oruç günü Rab’bin tapınağına git. Oradaki halka sana
yazdırdığım Rab’bin sözlerini tomardan oku… Rab’bin önünde oruç ilan
edildi. (Yeremya, 36:6, 9) Bunun üzerine yüzümü Rab Allah’a çevirdim.
Duayla, yakarışla, oruçla Ona yalvardım; çul kuşanıp külde oturdum.
(Daniel, 9:3) Oruç için gün belirleyin, özel bir toplantı yapın;
yaşlıları ve ülkede yaşayanların tümünü Allah’ınız Rab’bin tapınağına
toplayıp Rab’be yakarın. (Yoel, 1:14) Herşeye egemen Rab diyor ki,
“Dördüncü, beşinci, yedinci ve onuncu ayların oruçları… sevinç, coşku
dolu mutlu bayramlar olacak. Bu nedenle gerçeği ve esenliği sevin.”
(Zekeriya, 8:19) Tevrat’ta Zekat-Sadaka İbadeti Bağbozumunda bağınızı
tümüyle devşirmeyecek, yere düşen üzümleri toplamayacaksınız. Onları
yoksullara ve yabancılara bırakacaksınız… (Levililer, 19:10) Ülkenizdeki
ekinleri biçerken tarlalarınızı sınırlarına kadar biçmeyin. Artakalan
başakları toplamayın. Onları yoksullara ve yabancılara bırakacaksınız…
(Levililer, 23:22) Bir kardeşin yoksullaşır, muhtaç duruma düşerse, ona
yardım etmelisin. Aranızda kalan bir yabancı ya da konuk gibi yaşayacak.
(Levililer, 25:35) Allah’ınız Rab’bin size vereceği ülkenin herhangi
bir kentinde yaşayan kardeşlerinizden biri yoksulsa, yüreğinizi
katılaştırmayın, yoksul kardeşinize eli sıkı davranmayın. Tersine,
eliniz açık olsun; gereksinimlerini karşılayacak kadar ona ödünç verin.
“Yedinci yıl, borçları bağışlama yılı yakındır.” diyerek yüreğinizde
kötü düşünce barındırmaktan sakının. Öyle ki, yoksul kardeşinize karşı
eli sıkı davranıp ona yardım etmekten kaçınmayasınız. Yoksul kardeşiniz
sizden Rab’be yakınabilir, siz de günah işlemiş olursunuz. Ona bol bol
verin, verirken yüreğinizde isteksizlik olmasın. Bundan ötürü Allah’ınız
Rab bütün işlerinizde ve el attığınız herşeyde sizi kutsayacaktır.
Ülkede her zaman yoksullar olacak. Bunun için, ülkenizde yaşayan
kardeşlerinize, yoksullara, gereksinimi olanlara eli açık davranmanızı
buyuruyorum. (Yasa’nın Tekrarı, 15:7-11) Sizler, Levililer ve aranızda
yaşayan yabancılar Allah’ınız Rab’bin size ve ailenize verdiği bütün iyi
şeyler için sevineceksiniz. Üçüncü yıl, ondalığı verme yılı, bütün
ürününüzün ondalığını bir yana ayırın. Ayırma işini bitirdiğinizde,
ondalığı Levililer’e, yabancılara, öksüzlere ve dul kadınlara
vereceksiniz. Öyle ki, onlar da kentlerinizde yiyip doysunlar. Sonra
Allah’ınız Rab’be, “Bana buyurduğun gibi. verdim” diyeceksiniz,
“Buyruklarından ayrılmadım, hiçbirini unutmadım.” (Yasa’nın Tekrarı,
11-13) Tevrat’ta Abdest Yıkanmak için tunç bir kazan yap. Ayaklığı da
tunçtan olacak. Buluşma Çadırı ile sunağın arasına koyup içine su
doldur. Harun’la oğulları ellerini, ayaklarını orada yıkayacaklar.
Buluşma Çadırı’na girmeden ya da Rab için yakılan sunuyu sunarak hizmet
etmek üzere sunağa yaklaşmadan önce… ellerini, ayaklarını yıkamalılar.
Harun’la soyunun bütün kuşakları boyunca sürekli bir kural olacak bu.
(Mısır’dan Çıkış, 30:18-21) Harun’la oğullarını Buluşma Çadırı’nın giriş
bölümüne getirip yıka… Kazanı Buluşma Çadırı ile sunak arasına koydu,
yıkanmak için içine su doldurdu. Musa, Harun ve Harun’un oğulları
ellerini, ayaklarını orada yıkadılar. Ne zaman Buluşma Çadırı’na girip
sunağa yaklaşsalar, Rab’bin Musa’ya buyurduğu gibi orada yıkandılar.
(Mısır’dan Çıkış, 40:12, 30-32) Harun’la oğullarını Buluşma Çadırı’nın
giriş bölümüne getirip yıka. (Mısır’dan Çıkış, 29:4)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder